Dünyanın güneş etrafında dönmesinin başı sonu yok ve bugün biten yıl da yarın başlayan yıl da yörüngede rastgele bir nokta. Tamam. Ama yine de sene başlangıçları beni çok heyecanlandırır. Nasıl başlarsa öyle gider klişesine birazcık inanırım ve her yıl ama her yıl 1 Ocak’tan sonraki günlerin bir önceki seneye nazaran daha iyi olacağına dair umutlanırım.  2020’ye Oslo sokaklarında Emre’ye sarılarak girdim; umarım tüm sene boyunca, dünyanın en güzel sokaklarında el ele, birbirimize yaslanarak, sağlıkla gezeriz:)


2019’un en büyük kararı Oslo’dan alınan bir iş teklifi neticesinde, pılımızı pırtımızı toplayıp, taşınmak oldu. Koskocaman bir karar… İnsan düşüncelerini paylaşamadığı, üretemediği, güvende hissetmediği bir toplumda yaşamayı sürdürmeyi sorgulayabilir, bu çok doğal. 

Yurtdışına taşınma meselesi son derece öznel. Herkesin kendi hayat standartlarına, yaşamak istediği hayata göre değerlendirilebilir. Benim hayatıma tehdit olarak gördüğüm bir şey, başkasının hoşuna gidebilir.  Aslında aradığımız şeyler çok çok basitti. Emre de ben de çok fazla para istemiyoruz, çok zirve bir kariyer istemiyoruz, (sadece hakettiğimiz kadarını bekliyoruz) en basitinden toplu taşımaya binerken kimsenin omuz atıp önüme geçmemesini, az buçuk sıra bekleme kültürünün olmasını, herhangi bir kıyafetimden dolayı sözlü tacize uğramayı (ya da şort giydiğim için tekme tokat dalınmaması) gibi basit, minicik şeyler bekliyordum. 

Mesela ben, özellikle yetişkin olduktan sonra ülkemde hakkımın yendiğini çok hissettim.(Bence sadece bu bile insanın tüm motivasyonunu tüketen bi şey) Biz iyi bir bölüm kazanabilmek için kafa patlatıp test çözerken, ailelerimiz dersanelere tomar tomar para öderken, zaten soruları alan birileri ve çatır çatır önümüze geçti. Çocukları iyi bir bölüm okusun diye o dersanelere tomar tomar para ödeyebilmek için çalışan babalar, yine sırf birilerinin cebine daha fazla para girsin diye çeşitli iş güvenliği ihmalleri yüzünden üstlerine düşen betonların altında ezilerek öldü. Ölenler hep öldüğüyle kaldı, bu sırada saraylarda yaşayanlar milyarlık etkinlikler düzenledi. Faturalarını ödeyemeyenler intihar etti, o faturaların parasını bilmemkaça katlayacak çantalarla gezenler kafasını yastığa koyup yüksek güvenlikli evlerinde uyudu. Ayakla bile basılmaması gereken binlerce canlının doğal yaşam alanı olan yerlere millet bahçeleri yapıldı…

2020’de hem Türkiye’de hem dünyada güzel ÇOK şey olsun lütfen. Güzel bir kaç şey bizi kurtarmaz çünkü bu saatten sonra:) 

Bunlar da hoşunuza gidebilir:

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir