Tanıdığım/yeterince tanımadığım herkesten 18 aydır duyduğum tek bir sor var; Ee evlilik nasıl gidiyor? Bu yüzden 18 aylık deneyimime dayanarak evlilik kurumu ve ilişkiler hakkındaki düşüncelerimi naçizane paylaşmak isterim.⚥


  • Öncelikle, bir balık burcu olarak,aşık olmadan evlenmenin gerçekten deli işi oldugunu söyleyebilirim. Para pul, kariyer ya da siyasi bir sebep için yapılan evliliğin inanılmaz derecede yıpratıcı olacağını düşünüyorum, böyle bir şeye tahammül etmek korkunç olurdu. 27 senedir anne-babamın aşk evliliğine şahit olduğumdan, aşık olduğumu hissettiğim an evlilik kararı almak benim için pek zor olmadı, Emre’yi kapınca çat diye taktım yüzüğü kısaca:) (Hayattaki en büyük şanslarımdan biri 💞)
  • Bence, evlilik sektörünün en sağlıklısına dahil olmak için evlenmeden önce bir süre aynı evi paylaşmak, sevdiğimiz kişiyle birlikte yaşamanın fiziksel koşullarını oluşturmaya çalışmak şart! Bulaşıktı, çamaşırdı, temizlikti, çöp atmaydı, kedi kumu temizleydi v.s tarzı paylaşımlar gerçekten harika ilişki deneyimleri veriyor. Ama gel gör ki Türkiye’de işler böyle yürümüyor. Hayatımda gördüğüm Türkiye’li ve en açık fikirli, en minnoş ailelerden birine sahibim ama böyle bir şey yapmış olmam malesef ailemde çeşitli sağlık problemlerine yol açabilirdi.                                                                            (- Babacım ben Emre ile eve çıkıyorum, ilişkimize yeni paylaşımlar katma kararı aldık😊- Tamam kızım, yavaş çık, iyi şanslar dilerim:DDDD)















  • Son olarak şu ünlü “sadece siz evlenmiyorsunuz ki aileler de evleniyor” fenomeni büyük oranda gerçek oldu benim deneyimimde. Biz şanslıydık çünkü ailelerimiz siyasi görüşlerden tutun hayat standartlarına hemen hemen her konuda birbirlerine cuk oturdu. Hep birlikte kavgasız gürültüsüz evlenmeyi başardık. Ama böyle olmasaydı da çok çok önemli olmazdı, onlar boşanırdı ve biz sonsuza kadar birlikte ve mutlu yaşamaya devam ederdik, bundan eminim:)
Sanırım ben evliliğe iyi günde kötü günde, hastalıkta/sağlıkta sonsuza kadar hayat arkadaşlığını hedefleyen klasik bir yerden bakıyorum. Hayatınızın sonuna kadar birbirinizi ve dünyayı keşfetmek, birbirinize destek olmak, birlikte güzel şeylere yönelmek ve gelecek planınızı birlikte çizmek varken, evleneceğim kişi “zengin olsun, uzun boylu olsun, x model arabası olsun, mükemmel olsun…” gibi beklentiler uzun vadede mutluluk getirmeyecektir.Kimse kimseye mükemmellik borçlu değil.


Son olarak, şunu da eklemek isterim ki yeni evli bireylere çeşitli yakın ve uzak akrabalar, aile ve sülale bireyleri veya bazı tanıdıklar tarafından yapılan “bebek” imalarını son derece hadsiz ve terbiyesiz buluyorum. Bu konuda öğüt ya da fikir veremezsiniz, soru soramazsınız; iyi ya da kötü niyetiniz kimsenin umrumda değil. Bunun planlamasını sadece biz yapabiliriz, istemezsek de hiç yapmayız. Saygılı olun:)


Bunlar da hoşunuza gidebilir:

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir