Ağustos 2022’de 18 adet fani gün içinde tam 6 uluslararası uçuş gerçekleştirdim. Çok çılgın, çok yorucu ve korona’lanmadan tamamladığım güzel bir deneyimdi. 18 günden 10 tanesini İtalya sınırları içinde geçirdim ve çok çok kısaca buraya not düşmek isterim.

  İstanbul’dan Roma’ya uçup ordan
Katanya’ya aktarıp sevgili kocam Emre Ç. (Oslo’dan gelecek) ile Katanya havalanında buluşup seyahatimize başlayacaktık. Ama “dakika bir gol bir” anısı olarak Roma’da, Pegasus’un bavulumu Katanya uçuşuna otomatik aktarması gerekirken aktarmadığını öğrenip adeta bir yarış atı gibi koşarak bavulumu bulmaya çalışarak başladım. Burada “airtag” e şükürlerimi ve teşekkürlerimi sunmak isterim. 3 saatlik koşturma sonunda bavulumu kayıp bavul bölümünde bulup yeniden check-in yaptırıp uçağa (rötar yaptığı için) yetişebildim. Aylar öncesinden didik didik rotasını,kalacağımız yerleri, yiyeceğimizi, içeceğimizi… planladığımız İtalya gezimize işte böyle başladık.

   

    İlk durak Katanya’yı şahsen çok sevdim, gerçekten çok ama çok özgün bir atmosferi olan, turist dürtmece sektöründen görece uzakta güzel bir bölge. 3 gün 2 gece içinde Piazza del Duomo, Villa Bellini, Lungomare di Acitrezza ve bir çok bölgeyi fıldır fıldır gezerek eksiksiz tamamladık, hatta öğleden sonra denize girecek vakit bile yarattık bknz Lido Bikini Beach. Haftasonu olduğu için balık pazarı kapalıydı ama tam balık pazarının dibinde harika bir şeyler yiyip limonlu bira içtik.bknz Scirocco Sicilian Fish Lab. Tahmin edilebileceği üzere, Katanya’da fiyatlar, Amalfi- Positano ve Roma dolaylarına göre çok çok daha minnoş.

    3.günün şafağında kiraladığımız arabayı
alıp İtalya’nın kural tanımayan sürücüleri içinde trafiğe karıştık. İlk destinasyon Salerno’ydu. Yolda bol bol durmalı neşeli ve güneşli bir road trip planlamıştık, bu yüzden otobanda 200’le giden deli İtalyanlardan, yanlış sapılan ve saatlerce çıkılamayan dağlı tepeli tünelli köy yollarından, kopan fırtınalardan çakan şimşeklerden vs. çok bahsetmeyeceğim:) Taormina, planladığımız mola bölgelerinden biriydi. Ortaçağdan kalma sokaklar, Yunan tiyatrosu, teleferikli manzara vs. gerçekten görülmeye değerdi ve vakit kaybı değildi. Vakit kaybı değildi diyorum çünkü molalarda birlikte 6-7 saatte gitmeyi planladığımız yolu yaklaşık 15-20 saatte tamamlayabildik.

  

  Salerno, Amalfi ve Sorrento’ya 2 tekne turu sığdırdık ve bunun ne kadar iyi bir fikir olduğunu sonradan fark ettik. Tekne turu sayesinde Capri Adası’na gidip adayı da gezmiş olduk. Bence ada gayet küçük ve sempatik, ben yorumlardaki gibi bir ‘sosyetik’lik gözlemleyemedim, ve bizim gibi günübirlik ve yaz sezonunun göbeğinde gidiyorsanız zamanı çok iyi kullanmanız gerekir, çünkü ada içinde ulaşım çok sıkıntılı, yollar dar hatta dolmuş sırası vs. var, bu yüzden turla hareket etmek gayet mantıklı ve zekice. Amalfi’de bulunduğumuz süre boyunca akla gelebilecek her türlü şehiriçi ulaşım aracını kullandık. Hatta Ağustos 2022 sürecinde, İtalya toplu taşımasında maske kullanımının hala zorunlu olduğunu da not düşelim. Amalfi kısmı full turist silkelemece, iyi pazarlanmış cart

curt demek biraz haksızlık olur diye düşünüyorum; çünkü harika manzaralar gördüm, güzel insanlarla tanıştım, muhteşem limoncello’lar içtim ve pastalar lüplettim. Yine de Amalfi ve Positano Bölgesi’ndense, Salerno ve Sorrento’nun samimiyetine daha çok inandım ben.


    Vee Napoli:) Eeen kibar ifadeyle biz şehri birazCIK tekinsiz
bulduk, sokaklar pek temiz değil ve aşırı güzel kokmuyor:D:D. Maradona  şehrin tanrısı gibiydi, Napoli’de Maradona’yı görmediğiniz an, sadece gözlerinizin kapalı olduğu andır. Hiçbir şekilde futbolla alakam olmadığından ve şahıs hakkında kırıntı şeklinde bilgim olduğundan bir süre Diego Maradona’yı Italyan futbolcu sandım, arkadaşlar adam Arjantin’liymiş en azından ortada milliyetçi bir futbol holiganizmi yokmuş.Bu adama akıl almaz bir şekilde tapıyorlar, inanamıyorum. Çantamıza, cüzdanımıza hakim olup pizzamızı yiyip kalktık:)

    Son 3 gün Roma’daydık, gittiğimiz yerleri buraya tek tek yazmak Roma için çok anlamlı olmayacaktır şehrin geneli gerçekten harika bir  müze gibi, Roma’yı kucaklamak istiyorum. Her sokağını her duvarını saatlece izlemek istiyorum.O kadar turizm geliriyle daha temiz daha düzenli olabilir mi? Evet. Ama ben yine de birkaç şirin fareyi, nahoş kokuyu görmezden- duymazdan geliyorum ve Roma’nın gerçekten de çok etkileyici bir şehir olduğunu düşünüyorum. Roma tarihi hakkında 3-5 kitapla, Roma’da 1 tam  ay geçirmek harika olurdu. Şehrin popüler bölgelerinde 3-5 fotoğraf çekilip Instagram’a yükleyip kendini Roma’yı görmüş, bilmiş saymak şehre çok büyük haksızlık oluyor. Umuyorum ki son gidişim olmayacak ve Roma hakkında çok daha detaylı bir yazı yazacağım.

    


Bunlar da hoşunuza gidebilir:

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir