Merhaba,
Bir film daha önereceğim, buraya yazdığım tüm filmlerle garip bir şekilde gurur duyuyorum, hepsini izlediğim için epey mutluyum ve hepsi benim de bebeklerim:)
Özetle ve spoiler’sız olarak, The Laundromat, bir kaç Netflix tıklaması ile kolayca izleyebileceğiniz, güpgüçlü oyuncu kadrosuna sahip ve yaklaşık 90 dakikalık, dolu bir film.
Uzun zamandır izleme listemde olmasına rağmen öteledim bu filmi. Çünkü Panama Belgeleri gibi kocamaan bir konuyla ilgiliydi ve sakin bir kafayla izlenmeliydi gibime geldi. Kara para aklama, sigorta dolandırıcılığı, vergi kaçırma, vergiden kaçınma:), paravan şirketler vee sonuç Panama Belgeleri… Aslında film çok tatlı çünkü konuyu, sistemi kendi çıkarları için kullanan, ultrazengin kişilere kara para aklama konularında şirketleri aracılığıyla yardım eden iki avukat Mossack ve Fonseca anlatıyor:)
Konunun ‘money laundering’ olması ve benim önceki işimde bankanın ilgili bölümünün bir parçası olmam ve uluslararası etkisi-sonuçları olan konuların beni bir tık daha fazla heyecanlandırması filme ilgimi biraz daha artırmış olabilir, konu herkesin ilgilisini çekmeyedebilir. Panama Belgeleri çıktığı dönem heyecanlanıp gözlerinizi pörtletmemiş de olabilirsiniz:) Ama kocaman, depderin bir konuyu böylesine basit, şirin ve sular seller gibi anlatmak bence filmi güzel yapmış. Okuyunuz, okutturunuz, izleyiniz, izlettiriniz 🙂
Rivayete göre money-laundering terimi de literature ünlü mafya lideri Al Capone sayesinde ilginç bir giriş yapmış. İtalyan asıllı bu mafya kişisi, illegal servetini legal hale getirmek için Amerika’da yüzlerce çamaşırhane açmıştır. Kara-paranın aklanması terimi de bu çamaşırhanelerin ifşa olmasından sonra kullanılmaya başlamıştır. (😊Yüzlerce bilgi gibi bu bilgiyi de eski yöneticim Talat Bey’den öğrenmiştim.Kendisine kucak dolusu sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.)