O kadar akıcı, o kadar baymayan, uzatmayan ve yormayan bir kitaptı kii kendisini bir hafta içinde, İngilizce anadilinde okuyup bitirebildim. Koca yürekli Eda’nın İngilizce okumak için kendisini zorlamasına gerek bile kalmadı.

Kısaca bahsedeyim;

Tom’un “Anageria” isimli genetik bir hastalığı var ve yaşlan(a)mıyor, yani yaşlanıyor da normal insanlara oranla 14-15 kat daha yavaş yaşlanıyor, şu an 400’lü yaşlarında Londra’da tarih öğretmeni olarak çalışıyor. Diğer insanlardan farklı olduğunu ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını 17-18 yaşlarında farkediyor.

Bence en ilgi çekici olan şey Tom’un yalnız olmaması ve koskoca Albatros Cemiyeti’nin bir üyesi olması. Derneğin kurucusu (sanırım:) ve Tom’u bulan kişi Henrich. Bence Henrich psikolojik olarak çok güçlü bir tip, her şeyi kabullenmiş, ne bir iç buhran ne bir şey, yoluna bakıyor:D Elbette ki bu köklü derneğin kuralları var;

1.8 senede bir kimlik değiştir ve etrafındaki insanlardan uzaklaş ki yaşlanmadığını ve farklı olduğunu anlayamasınlar.

2.Sonraki 8 yıllık ‘yeni yaşamında’ da dikkatli ol ki, çakal birileri genetik bozukluğunu fark edemesin ve bilim insanlarının kobayı olma.

3.Sakın aşık olma, çünkü birine bağlanmak insanı aptallaştırır, kontrolünü kaybedersin ve yakalanma ihtimalin artar…

Dernek üyeleri kendilerine “Alba”, kendileri dışındaki insanlardan bahsederken de “Mayfly” yani Mayıs sineği diyorlar:D:D:D (Mayıs sineği: Dünyanın en kısa ömürlü hayvanıymış, yumurtadan çıktıktan sonra yarım saat ile bir gün arasında bir süre yaşayabiliyorlarmış.)

Yani 1581 doğumlu bir “Alba” olan Tom, Shakespeare ile aynı oyunda mı yer almıyor, Fitzgerald ile kitabı hakkında sohbetler mi etmiyor, Charlie Chaplin ile mi takılmıyori Captain Cook ile denizlere mi açılmıyor… Bir sürü hayatı bir sürü hikayesi oluyor, bir de “Alba” kızı oluyor, Marion… 400 küsur yıldır da tek bir kadına aşık, Marion’un annesi Rose…

Tom’un şimdiki hayatını okurken çat 1400’lerdeki hayatından bir bölüm okuyorsunuz sonra pat 1600’lerden bir bölüm. Ben her dönemi hep merak ederek okudum ve bence hiç kafa karıştırıcı değildi (Bunu kafa karıştırıcı bulanlar olmuş, sayfanın başında kocaman YIL yazdığı halde😒) Kitabı “The Man From Earth’ isimli bir filme benzetenler de olmuş, filmi dün akşam hemen izledim ve bence pek benzemiyor, hatta neredeyse alakası yok, sadece ikisinin de özetini okuyan biri bunu söyler😞.

Fırsat bulursanız iyi okumalar, iyi izlemeler ve hayırlı karantinalar dilerim.

Sağlıklı kalın😘


Bunlar da hoşunuza gidebilir:

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir