Geçen hafta sonu, gördüğüm şehirlere cool ve çok güzel biri eklendi, Stockholm!🙂 Fırt diye geçen bir hafta sonunda şehir hakkında edindiğim kısıtlı/yüzelsel/belki de genel geçer bilginin, tamamen kendi bakış açımla oluşturduğum minik turistik gözlemlerin bir kısmını buraya yazacağım ki anı olsun, uçup gitmesin…

 

  Öncelikle bir şehri 1-2 gün gezmek başkadır o şehirde yaşamak tamamen başkadır elbette. Biz bir kafamızı uzatıp Stockholm’e kapıdan bakıp çıkmış gibi olduk. Ama bence Stockholm, Avrupalı ve biraz daha büyük/kalabalık bir Oslo! Şehirlerin dokusu mu desem ne desem bilmiyorum ama neredeyse bir şeyler hemen hemen aynı gibi, ülke bile değiştirmemişiz gibi. Aralık ortası olduğu için gün batımı 15.00 civarı:p ama, tam tepeye yükselemese bile sağ olsun elinden geleni yapan güzel bir güneş vardı. İnsanlar da aynı Oslo’daki gibi, siz andaval gibi davranmadığınız ve kibar olduğunuz sürece, gayet sıcakkanlılar hiç de soğuk ve mesafeli değiller bence. (Kuzey insanına yapılan bu soğuk-mesafeli genellemesi beni yoruyor ve üzüyor. Deneyimledim, deneyimlemeye de devam ediyorum.) 

    Tabii ki tüm Stockholm’ü didik didik gezecek vaktimiz olmadı; ama neredeyse tüm şehri adım adım yürüdük. Zaten bence yürümeyi sevmiyorsanız yeni bir şehre gitmek de anlamlı değil. En çok Gamla Stan Bölgesi’nde vakit geçirdik. Çok az kişinin maske takmayı tercih ettiği ve Nobel Museum‘un önüne kurulan minik bir Noel marketi, içlikle bile olsa keşfedilmeye değer arnavut kaldırımlı onlarca sokak, güzel mimari, sıcak çikolata, glögg, İsveç köftesi… İsveç köftesi demişken tabii ki de hayatımın en iyi İsveç köftesini yedim:) Stockholm to-do-list’imizde İsveç köftesi ilk sıralardaydı. Bunun için 2 mekanımız vardı Pelikan ve Meatballs for the People; bazı fiziksel ve psikolojik nedenlerle (20 bin adım atıp huysuzlaşmaya başlamak gibi) 2.yi tercih etmek zorunda kaldık ve harika ötesiydi:)


Royal Palace
  Haftasonu olduğu için ve gündüzler 2 dakika uzunluğunda olduğu için listemizdeki müzelerin yarısına bile gidemedik. Taa 1200’lerde inşa Riddarholmen Church’ün önünden geçmekle yetinirken, açık olması ve denk gelmesi:P sebebiyle Royal Palace‘a girip bütün odalarını dolaştık, 600 odası olduğunu ve fotoğraf çekmenin yasak olduğunu okumuştum, ama yasak olduğuna dair hiçbir uyarı göremedim ve fotoğraf çektim. Stockholm City Hall, yaani sanırım belediye binası da şehrin çeşitli yerlerinden görülen kulesinin tepesinde İsveç ulusal arması üç taç olan, Stockholm’ün een ünlü silüetlerinden. İçinde de politikacılar ve yetkililer için ofisler, toplantı odaları ve bazı sanat eseleri bulunuyormuş.(bu rehberli turlara katılmak yerine binanın önünde güneşte durup fotoğraf çekindik). Kule’ye çıkılıp şehir manzarasına da bakmak Mayıs- Eylül ayları arası mümkünmüş.


City Hall
 Sonuç olarak, kısa kesmek gerekirse, bence Stockholm çok havalı hatta büyüleyici bir şehir, çok sevdim, umarım yine buluşuruz. Oslo’ya kıyasla çok az daha ucuz, epey daha kalabalık ve büyük, bol bol lingonberry bulunan cool birisi:)

Bunlar da hoşunuza gidebilir:

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir